4 Ağustos 2012 Cumartesi
OKYANUS...
28.07.2012 de, yani geçen haftasonu okyanusa gittik. Büyük Okyanus, dünya yüzünde yüzebileceğimiz en büyük su kütlesi...
Cuma akşamı Kemal'in laboratuvardan çalışma arkadaşları ve onların aileleri ile birlikte bir akşam yemeği yedik. Masada 14 kişiydik ve hiç kimsenin anadili İngilizce değildi. Böyle ortamlarda Tan ve Nehir kendilerini daha iyi hissediyorlar mutlaka... Herkesin anadillerinin başka bir dil olduğunu, İngilizce'yi sonradan öğrendiklerini farketmek, tıpkı benim yıllar önce farkedip rahatladığım gibi onları da rahatlatıyor.
Kemal'in işbirliği yaptığı Hoca Sergio ve onun eşi Maria bize okyanusa mutlaka gitmemiz gerektiğini, havanın herzaman böyle güzel olmayacağını, yine de deniz kıyısının buradan daha soğuk olacağını unutmamamızı ve yanımıza uzun kollu, hırka vs almamızı tavsiye ettiler. İyi ki de etmişler... Deniz kıyısının karadan daha soguk olabileceği aklıma bile gelmezdi:)
Portland' a en yakın kıyı olan Canon Beach'a gittik.
Okyanus tıpkı filmlerde gördüğümüz gibi. Sahil çok kalabalık olur demişlerdi ama onlar bizim Yumurtalık sahilini görmediklerinden olsa gerek... Kumsal uçsuz bucaksız, geniş ve uzun. Okyanus suyuna ayağınızı sokmak için nerdeyse kıyıdan 50-60 metre yürümek, yüzmek içn bir o kadar da sığ suyun içinde yürümek gerekiyor. O kadar uzun ve geniş kumsal hiç de kalabalık görünmüyor. Hani Sanfrancisco filmerinde sıcak, tıkış tıkış kumsallar görünürya öyle değil, sakin, üç beş kişi orada üç beş kişi burada oturmuş, yayılmış güneşlenmeye çalışıyor, kimileri de yürüyor, koşuyor kumsal boyunca, bizim de yaptığımız gibi.
Hava aslında güzel, bulutlu ama güneş sık sık bulutlardan sıyrılıp ısıtıyor heryeri fakat rüzgar da var.
Ve yanımızda götürdüğümüz uzun kollular çok işe yaradı:)
Ama okyanusda yüzmek o kadar kolay bir şey değil. Kumsal çok geniş yani kara ve deniz arasında ççoook uzun bir mesafe var. Eşyalarını kuru kumlarda bırakayım dersen risk alıyorsun... Eee kontrolsüz bir alan kimlik, araba anahtarı, cüzdan vs kıymetli eşyaları öyle sahipsiz bırakıp gitmek bana çok akıllıca gelmedi. ben sadece ayaklarımı okyanusa değdirdim:)
Nehir girmeyi çok istedi, denedi ama tam olarak giremedi:)
Ama Tan ve Kemal "Pasifik'deyiz hadi mız mız etmeyin, girin" dediler ve atladılar, biz de onları uzakta bir nokta halinde görüntüleyebildik:)
Kemal'in performansı "bravo"yu haketti. Ki aynı Kemal Yumurtalık'ın hamam sıcaklığında suyuna "soguk" diye girmekten kaçınan Kemal...
Bravo Kemal ve Tan
Canon Beach aslında kuşlar için özel bir yermiş. Aşağıdaki fotografta görünen kayanın üzerinde çeşitli deniz kuşları yaşar, göç ederken konaklarmış. O yüzden de bir çok turist göç mevsimlerinde buraya kuşları görmeye gelirlermiş.
Canon Beach tusinami tehlikesi olan bir yer anladığımız kadarıyla. Yollarda Tusinami anında kaçış yolu diye tabelalar, oklar vardı. Çok lezzetli ev yapımı " Fudge" yapan bir dükkandan fudge aldık, tattık ve anladık ki Fudge denilen yiyecek aslında bizim un helvasının farklı çeşitleri....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için çok teşekkür edrim