Daha sonra uzun yazacağım.
Ama şimdi yazın gidip, görüp, gezip yazmadığımız yerleri yazayım biraz.
Okyanusa gittik daha önce, çok da eğlendik ama okyanus kıyısı uzuuuun, gezilip görülecek çok şey var.
Haftasonlarından birinde
CAPE MAERAS ' a gittik. (Fotograflara bakınca üstünden neredeyse 2 ay geçtiğini anladım. 4 Eylül 2012 de gitmişiz. Doğru "zaman su gibi akıp geçiyor" Buraya yazarken bile gerisinde kalıyorum. Sözde "günlük" yazıyorum.)
Yine okyanus kıyısında bu sefer bir deniz fenerinin olduğu ve balina gözlemek için gidilen bir yer.
Ama bu arkada görünen balina değil:) Okayanusun ortasında bir kaya
Okyanustan kıyıya doğru su buharı yükseliyor, dalgaların gürültüsü, rüzgarın gücü insanı sersemletiyor.
Hava o kadar rüzgarlıydı ki saçlarımızla baş edemedik Nehir ve Ben. Ayrıca o kadar rüzgarda kemal yine bizi şaşırtıp kısa kollu dolaştı. Bense şort giydiğime bin pişman oldum:)
Okyanus çok etkileyici. Ben açık denizden çok korkarım, Ufku sonsuz olan plajlarda denize giremem. Yani karşıda kara görünmüyorsa deniz benim için nedense korkunç bir su kütlesi haline geliverir. Okyanus o kadar çılgın dalgalarına, sonsuzluğuna rağmen bana korkunç gelmiyor. Çok şaşırıyorum ama beni çok etkiliyor ve huzur veriyor. Burada tanışıp arkadaşlık ettiğim Andrea " tuzlu havanın, tuzun etkisi olduğunu" söylüyor. Bilemiyorum ama gerçekten görkemli görünüyor, etkilenmemek elde değil...
Deniz Fenerleri bana hep hüzünlü gelir. Karanın denize uzandığı en uç noktalarda yalnız... Ama bu fener oldukça şenlikliydi. O kadar çok dolaşan vardı ki etrafta pek yalnız kalmıyordur sanırım:)
Tan Balina görmek umuduyla uzun süre seyretti okyanusu ama maalesef :(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için çok teşekkür edrim