Bu sabah çocuklar kalkamadılar. Okul otobüsüne yetişemeyeceklerini anlayınca "Biraz daha uyusunlar ben bırakırım." dedim kendi kendime. Hava kapalı ve karanlıktı daha.
Sonra kalkıp kahvaltı ettiler ve atladık arabaya okula doğru yola çıktık. Yolda birden bire kar yağmaya başladı, hem de lapa lapa... Bizimkiler çığlık çığlığa okula girdiler. "Çok yağar , snowman yaparız" diyerek heyecanlandılar.
Ama ben eve varmadan kar kesilmişti.
Öğleden sonra güneş de açtı, kardan adam hayali şimdilik ertelendi.
Bu arada Portland ın güzel sonbaharını yazamadan kış geldi.
Bizim balkonun önünde bir ağaç var son yapraklarını da döktü diğer bütün yaprak döken ağaçlar gibi. Ortalık açılınca biz de evimizin arka tarafındaki küçük göletin ne kadar da çok göçmen kuşa göç yolunda durak olduğunu anladık.
Buraya sonbahar işte böyle geldi.
Yeşil
Sarı
Kırmızı
Kahverengi
Bordo
Nehir ve Tan bu kocaman parkta oynamaya bayılıyorlar. Hav soğukmuş, hatta yağmur yağıyormuş, çimenler ıslakmış, basarsam ayakkabım pis olurmuş, üstüm ıslanırmış vs yok böyle kaygılar burada. İstedikleri gibi koşup yuvarlanıyorlar. Ben de artık öğrendim müdahale etmemeyi... Hatta eşlik edip hepbirlikte koşturup oynamayı....
Yine de arabanın arkasında yedek çantası bulundurmaktan kimse alıkoyamaz beni:) Islak ıslak da dolaşmalarına gönlüm razı olmuyor.
BU da bizim arka bahçedeki balkondan sürekli gördüğümüz ağacımız. Şimdi yapraksız ve çıplak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için çok teşekkür edrim