25 Eylül 2012 Salı

HALLOWEEN




Ekim ayı daha girmeden burada Halloween havası başladı bile Nehir kostüm üstüne kostüm alıyor hala daha karar veremedi hangisi Halloween kostümü olsun.

Siz ne dersiniz?


Nehir "Cadı" olsun diyenler , şu fotograflara bir göz atsın





Yok "Arı" olsun diyenler bunlara bir bakıversin:)



 






 


Yok en iyisi prenses olsun diyenler de şunlara bakıp karar versin:)







Tan mı?  Tan Ninja olacak ama o böyle kostüm gardrobu oluşturup fotograf çektirecek adam değil... Nehir'in  yaptığı bütün bu hazırlıkları  anlamsız buluyor. kendisi "cool and tough " mış. "Cool" adamlar böyle ikide bir poz vermezlermiş. Bir ara yakalarsak Ninja halini Halloween'e kadar, paylaşırız.




24 Eylül 2012 Pazartesi

MOUNT HOOD






Araba almaya çalıştığımız günlerde civarı tamamen dolaştık.  Ne zaman yönümüz doğuya dönse ilerde kocaman zirvesi karlı bir dağ görüyorduk. Çok etkileyici bir görüntüsü vardı ve şehire  bu kadar yakın görünüp hala zirvede kar olması bizi şaşırtmıştı. Biz görüntüsünü Erciyes'e benzetmiştik. Adana'dan Erciyes'e giderken Erciyes de  karşımıza çıkıvermişti aynen bunun gibi.

Adının Mount Hood olduğunu öğrendik ama başka herhangi bir bilgi yoktu bildiğimiz.

Neyse sonra şimdiki arabamızı almadan önce yaptığımız test sürüşünde de karşımıza çıkınca  satış elemanı Ron bize "Mount Hood'un bir volkan olduğunu, halen aktif sayıldığını, bölgede daha bir çok volkan olduğunu hatta bunlardan üçüne "Three Sisters" ( üç  kızkardeş) ya da "Fire Rings" (saçayağı) dendiğini, bunlardan   birinin  o çocukken patladığını , küllerini bir kutuya koyup başka bir eyalette yaşayan babaannesine gönderdiğini" anlatıverdi.

Ben çok merak ettim bu dağlara niye Three Sisters,  Fire Rings deniyor, hala patlama  riski var mı, Mount Hood patlar mı,  kışın turizme açık mı, kayak yapılıyor mu?...

İtalya - Napoli de kaldığımız 3 hafta boyunca   ünlü volkan  "Vezüv"'ün hemen yakınında olmak bizi heyecanlandırmıştı, şimdi de birden çok volkanın yankınında yaşamak heyecan verici geliyor bana. Hepsi de aktif ve evet hepsi de  patlama riski taşıyormuş. Nehir' ciğim hikayeleri, anlatıları  çok sever, bazen bana daha önce anlattığım bir şeyi defalarca anlattırır. Bu volkanların etrafımızda olması Nehir i ve Tan ı da çok heyacanlandırdı. Mount Hood a giderken sürekli " Ron babaanesine hangi dağın külünü göndermiş, ne yapacakmış, biz de alalım mı... diye sorup durdular. 

İşte hikayeleri ve bizim Mount Hood gezimiz. 



Mount Hood'a doğru ilerliyoruz. Portland'ın doğusunda Oregon eyaletinin ise batısında, Okyanusa paralel uzanan Cascades Sıradağları üzerinde yer alan bir çok volkandan biri.  Güzel görkemli bir dağ.



En son 1500 yıl kadar önce patlamış, etrafa lavlar saçmış, halen de aktif volkan olarak kabul ediliyor. Patlayabilir yani. Kaynaklara bakarken özellikle bu Fire Rings adı nerden gelmiş diye merakımı gidermeye çalışırken şöyle bir hikayeye rastladım.
Bu toprakların yerlileri Kızırderililer'in inanışına göre Wy'east  (Mt Hood) ve yine bir volkan olan Pahto (Mt Adams) iki kardeşlermiş ve ikisi de başka bir volkan olan La-wa-la-clough (Mt St Helens) için kavga etmeye başlamışlar. Bu nedenle yüzyıllarca patlayıp etrafa lav saçmışlar, ateş topları fırlatmışlar, çukurlar açmışlar.
(Genellikle volkanlar bir ya da bir kaç kez günlerce ya da bir kaç yıl boyunca aralıklarla patlar, dağ oluşturur sonra da sönerlermiş. Ama bu iki dağın yüzyıllarca patlaması herhalde  La-wa-la-clough'ın cazibesi nedeni iledir:) diye düşünüyorum)

Hangisi galip geldi, hangisi La-wa-la-clough'ın ilgisine mazhar oldu  bilemiyorum ama Wy'east  1500 yıl kadar önce, Pahto'da 3500 yıl kadar önce  son patlamalarını yaptıklarına göre artık dökecek taşları, akıtacak lavları kalmamış yine de güzel ve cazibeli La-wa-la-clough'ın kalbini çalamamış olmalılar. Onların aksine La-wa-la-clough  hala genç hala canlı ve  hala uğruna patlayacak volkan arıyor olmalı ki  en son 1980 de kendisi patlamış . Ron'ın çocukluğundan hatırladığı patlama da St Helens'in (La-wa-la-clough)  bu son patlamasıdır herhalde.
Ve bu üç volkanın coğrafik konumlarına harita üzerinde baktığımda Mt St Helens ve Mt Adams kuzeyde üçgenin tabanını, Mt Hood da güneyde tepesini oluşturacak şekilde ikizkenar üçgen oluşturduklarını gördüm. Ron ın dediği Fire Rings hangi dağlara deniyor, bulamadım, bilemedim ama  bu konumlarından ve geçmişten gelen hikayeden yola çıkarak  ben bu üç güzel ve görkemli volkana Fire Rings diyorum.:)

Biz Mt Hood'u kendimiz görüntüledik, yukarıda ve aşağıda  fotograflar ama diğer ikisine henüz gitmedik. Dolayısı ile buraya bu dağlarla ilgili ayrıntılı bilgi alınabilecek ve de fotografları görülebilecek bir link koyuyorum. <http://vulcan.wr.usgs.gov/home.html>

Diğer merakım Three Sisters ise yine kuzeyden güneye sıradağ şeklinde sıralanmış. Portland'ın güneyinde okyanusa paralel uzanan volkanlar. Zaten adları da Güney, Orta ve Kuzey kızkardeşler. Üç Kızkardeşler demişler ama aslında 5 dağdan oluşan sıradağ volkanlar olarak uzanıyorlar. Yukarıdaki linkten onların da görüntüleri ve özelliklerine ulaşılabilir.
Tan' ın önünde durduğu bu göl Timothy Lake. Bu bir baraj gölü, bu noktadan Mt Hood çok net ve güzel görünüyor. Tan, Kemal ve Nehir bu gölde de yüzdüler tabi. Biizm evin mızmızı aslında Kemal'dir. Yani soguk suda yüzmek anlamında  ama bu sefer ben nedense mızmız oldum Okyanus da yüzemediğim gibi gölde de yüzemedim daha sonra gittiğimiz columbia River da da ..:(




Sadece Tan ın yüzebildiği aşağıdaki göl ise Timothy Lake'a varmadan önce yine Mt Hood eteklerinde Clear Lake. Adı clear (berrak, temiz) ama suyu çok kırmızıydı Tan yine de yüzdü, zaten hiç bir su birinkintisini kaçırmadı bu yaz:)




Bu da Nehir'in ABD de ilk arkadaşı Isabella. Kemal'in laboratuvardan meslektaşının kızı. Mt Hood a birlikte gittik.


Mt Hood ve çevresi Mt Hood Meadow diye adlandırılmış doğal park ve sit alanı. Bahar ve yazda günübirlik  gidilip göllerde yüzülebiliyor, yürüyüşler yapılabiliyor, piknikler yapılabiliyor ya da kamp yapmak isternirse randevu alınıp istenilen kadar süre konaklanabiliyor. Randevu ve konaklama deyince akla otel, motel gelebilir ama hayır, arabanızı park edip, çadırınızı kurabileceğiniz alanı kiralıyorsunuz.


Biz ordayken "Gelmişken bu gece kalalım, hem Tan ın kamp yapma isteğini de yerine getirmiş oluruz" düşüncesi ile sorduk bize yine gülümsediler... Meğer bir yıl önceden falan yer ayırtmak ödeme yapmak falan gerekiyormuş, özellikle de yaz için. Ama Tan bkamp yapma fikrinden caymış değil. Biz de baharda yer buluruz belki diye arıyoruz , bakalım..
MT Hood'un kayağa elverişli olan yamaçlarında  kayak ve kış sporları için merkezler var. Bunlardan biri Goverment Camp. ABD'ye Avrupadan ilk gelen kişilerce ülkeyi doğudan batıya geçmek üzere hareket eden öncü birliklerin ilk kez kurduğu ve kış şartları nedeni ile bir süre kaldığı kampmış. Halen çok popüler kayak merkezi olarak kullanılıyor. Elbetteki  Mt Hood'a kışın da bir sefer yapacağız.

Nedendir bilmiyorum ama Mt Hood bana çok etkileyici geliyor. Volkan olduğu için, çok görkemli olduğu için, sadece tek bir dağ olarak  bütün bölgeye kendini hissettirdiği, caddelere, çayırlıklara, kamplara adını verdiği için ve sanırım en çok da Kızılderililer' in sonsuz saygı duyduğu bir yüce dağ olduğu için...

16 Eylül 2012 Pazar

NEHİR DE OKULLU OLDU EREN DE:)

Okulun ilk gününü heyecanla bekledik... ne olacak, nasıl olacak, bizim kesin orda olmamız lazım, herhalde bir kaç gün okulda olmamız gerekecek, çocukların alışması lazım... Kaygılar kaygılar kaygılar...
Ama bütün kaygılar boşunaymış.
İlkgün okul otobüsü daha önce gelen mektupda bildirildiği gibi Quatama Village (oturduğumuz sitenin adı) durağından saat 07:26 da çocukları aldı. Ve gittiler.Fotoğraflarda kaygılı, heyecanlı gibi çıkmışlar, belki de öyleydiler biraz ama bizimkiler ne otobüse binmeyiz dediler, ne siz de gelin dediler, ne okulada ne yapacağız dediler... binip gittiler.

 Otobüs bekliyoruz.



Biz de arkalarından bakakaldık.

Ama tabi biz yine bizliğimizi yaptık. Atladık arabaya okul otobüsünden önce vardık okula.

Biraz sonra otobüs geldi. Tan uçtu gitti " Ben ana kuzusu değilim sınıfımı bulurum" dedi. Ben Nehir i alıp Ms Cole'ün sınıfının yolunu tuttum. Neyse ki okulun ilk günü çocuğuyla olmak isteyen tek anne baba biz değildik. Hemen her çocuğun anne babası gelmişti. Nehir öğretmeni ile bir kez daha tanıştı, araç gerecini sırasına yerleştirdi. Girişte çocuklara hitaben,

-Hoşgeldin
-Çantanı üzerinde adın yazılı kutuya bırak ve üzerinde adın yazılı sandalyeye otur.
-Anne babanla "görüşürüz" diyerek vedalaş
yazılı bir tahta vardı;



Nehir sınıfta, sınıf arkadaşları ile


Nehir, bu tahtada ne yazdığını sordu okuyunca da "Hadi anne hoşçakal, görüşürüz" dedi.
Biz de çıktık. Tan ın sınıfına zaten hiç gidemedik:) Sadece kapıdan fotograf çekmiş Kemal..

                                            TAN ın sınıfı



Sonra heryer birden sessizliğe büründü.
Ve birden bire ortalıkta bizden başka kimse de kalmadı. Ne yapacağımızı bilemedik. Sonra "Böyle ortada durmakla olmaz en iyisi arabaya gidelim, öğlen saatine kadar bekleyelim." diye düşünürken görünürdeki tek çalışan önbüro elemanına sorduk. O da bize "Aileleri öğlen yemeği saati dışında pek okulda görmek istemeyiz, öğlen gelip çocuğunuzla yemek yiyebilirsiniz, geldiğinizde ziyaretçi kartı alıp giriş çıkışınızı kaydetmeniz gerekiyor" dedi. Bu durumda okulun etrafında da bizden başka kimse kalmadığı için evin yolunu tuttuk.



Saat öğleden sonra 2:37 Tan Nehir ve İhpoo okuldan geldiler:)

11 Eylül 2012 Salı

OKUL HAZIRLIĞI

Kayıt yaptıralım, okul hazırlığını tamamlayalım derken buraya gelişimizin üzerinden  2 ay geçti bile ve okullar açıldı. Tan ve Nehir okula başladılar.

Daha önce de yazdığım gibi geldikten bir kaç gün sonra Orenco'ya gitmiştik. Okulu, bahçesini çok sevmiştik zaten.

Bize kayıt ve diğer işlemler için ofislerin Ağustos'un 15'inde açılacağı söylenmişti. Biz de her ne kadar rahat görünmeye çalışsak da çocukların kaydını yaptırmadan rahat edemedik. Her şeyin yolunda gitmesini umarak bekledik.

Ağustos 16 da okula gittik. İstedikleri sadece 3 şey oldu.
1. Doldurulmuş kayıt formu
2. Çocukların en son gittikleri okuldan hangi sınıfı bitirdiklerine ilişkin belge
3. Çocukların aşılarının nezaman yapıldığına ilişkin başka bir form
Formları online doldurmuştuk, hazırdı zaten. Gelmeden önce çocukaların okulundan belegeleri alıp çevirisini de yaptırmıştım. Aşı kartları da yanımızda.. Yaptık başvurumuzu.

Bu arada ister istemez seneye döndüğümüzde çocukların Türkiye de yeniden okula kayıtlarını yaptırırken başımıza gelecekleri düşünmeden edemedim. Çünkü biliyorum ki "denklik" istiyorlar . Yani burada Nehir'in bitirdiği 1. sınıfın Türkiye deki 1. sınıfa Tan ın bitirdiği 5. sınıfın da Türkiye deki 5. sınıfa denk olup olmadığını ispat etmemizi isteyecekler. Bakalım başka neler istenecek malum 4+4+4 ilk kez bu sene uygulanıyor ve bizim çocukların ikisi de bu sitemin 1. ve 2. basamağının ilk sınıflarındalar. Yani bu sınıflarda eğitim öğretimin ne olacağını, nasıl  olacağını hala kimse bilmiyor

Neyse Orenco'da bize bir "wellcome" yazısı verdiler , öğretmenlerin kim olduğunu okul açılmadan önce öğretmenlerle  görüşebileceğimiz tarihi  bildirdiler ve bundan başka  ihtiyacınız olan bütün bilgi Ağustos sonuna kadar adresinize posta ile gelecek dediler. Bize bir kayıt numarası, öğrenci numarası vs hiç bir şey vermediler. Sadece bekleyin dediler.

Ben Karadenizliyim ya biraz sabırsızlandım.
"Her şey tamam mı şimdi? Bize kayıt no vermeyecek misiniz? Sınıflarda boş yer olmama olasılığı var mı? Okul müdürünü görmemiz gerekmez mi? Biraz beklesek posta ile geleceğini söylediğiniz evrakı elden  alabilir miyiz?" diye sordum.
Gülümsediler.
" Gelecek dokumanı biz değil Hillsboro School District gönderecek" dediler. diğer bütün sorularıma da postayı bekleyiniz diye cevap verdiler.Kibarca " bu sorularınız yersiz" demek istediler sanırım.:)
Böylece  anladım ki burada kayıt yaptırmak için
1. Müdür ile görüşmeyi bırak kayıt yapan ofis çalışanı dışında hiç kimseyi görmek gerekmiyor. O da sizi "derneğe ya da okul aile birliğine" göndermiyor.
2. Herhangi bir  " bağış" yapmak gerekmiyor.
3. Çocuğumun servisi hangisi, okulda ne yiyecek, öğretmeni nasıl, birilerini araya koydak da iyi öğretmenin sınıfında olsa...
gibi durumlar yok.

Sonra eve geldik. Akşam çocuklar parkta oynarken tanıştığımız Çinli ailenin Nehir gibi 1. sınıfa başlayacak oğulları "Ihpoo" nun hangi öğremenin sınıfına kayıt edildiğini sorduk. " Bilmiyorum, hatırlamıyorum."  dedi  babası. Kemal' le ben artık bu tür soruları sormamızın anlamsız olduğunu, kimsenin önemsemediğini birbirimize bakışlarımızla  anlattık:) Artık sormuyoruz..

Gerçekten de Ağustos'un sonlarında hem Nehir hem Eren (Tan burda Eren adını kullanmaya karar verdi:) adına birer mektup geldi. Çocukların okul  numaralarını, hangi "School Bus" ile saat kaçta nereden alınacaklarını, ne zaman nereye bırakılacaklarını, öğlen yemeği için "hot lunch" (okul yemekhanesinde çıkan sıcak yemek) yiyeceklerse nereye ne kadar ödeme yapmamız gerektiğini bu mektuplardan öğrendik. Ve Nehir adına ilk kez bir posta geldiği için saklamak üzere Nehir'in anılarım kutusuna attık. Tabi Eren için de aynı şey geçerli olduğundan onun mektubu da Eren'in anılarım kutusuna gitti.

Bir kaç gün sonra da hem Eren in hem de Nehir'in öğretmenlerinden mektup aldık yine çocuklara gönderilmişti:)
Tan ın öğretmeni Ms Dhal, kendisi ile tanışmak ve okul araç gereçlerini yerleştirmek üzere bizi okula davet ediyordu.
Nehir'in öğretmeni Ms Cole kendisini tanıtıyor ve Nehir le tanışmak için
okulun ilk gününğü bekleidiğini söylüyordu.

Sınıflar örneğin 1/A, 1/B diye değil de Ms Cole sınıfı, Ms Dahl sınıfı olarak belirlenmiş. Böylece özellikle 1. sınıflar teneffüste falan yollarını kaybedince "Ms Cole" diyorlar sorun kalmıyor. Bu durum Nehir'in işine çok yarıyor çünkü ilk öğrendiği şey öğretmenin adı.

Okul otobüsleri ücretsiz. Adres okula yürüyerek gelip gidemeyecek kadar uzaksa ve anne baba da biz getirip götüreceğiz diye bildirmemişse otomotik olarak okul otobüsüne kaydınızı yapıyorlar ve posta ile de yukarda dediğim gibi bilgilendiriyorlar. Bunu işlemi okul değil İlçe Milli eğitim Müdürlüğü diyebileceğimiz School District yapıyor.

Öğlen yemeği ücretli. Bir posiyon sıcak yemek ( 3 çeşitten biri seçilebilir) sınırsız salata ve meyve, tatlı ve sütten oluşan menü 2.15 $ Öğlen yemeğinde okula gidip çocuğunuzla yemek yemek isterseniz bu mümkün ücreti yetişkinler için  3.00 $. Bu rakamın dışarda yemek yemeğe göre oldukça az kaldığını söyleyebilirm. Mesela Starbucks'da bir şişe su (500ml)1,40 $

Hepsi bu kadar; kayıt tamam, öğretmenler tamam, okul otobüsü tamam, öğlen yemeği tamam... Okullar açıldı.