Araba almaya çalıştığımız günlerde civarı tamamen dolaştık. Ne zaman yönümüz doğuya dönse ilerde kocaman zirvesi karlı bir dağ görüyorduk. Çok etkileyici bir görüntüsü vardı ve şehire bu kadar yakın görünüp hala zirvede kar olması bizi şaşırtmıştı. Biz görüntüsünü Erciyes'e benzetmiştik. Adana'dan Erciyes'e giderken Erciyes de karşımıza çıkıvermişti aynen bunun gibi.
Adının Mount Hood olduğunu öğrendik ama başka herhangi bir bilgi yoktu bildiğimiz.
Neyse sonra şimdiki arabamızı almadan önce yaptığımız test sürüşünde de karşımıza çıkınca satış elemanı Ron bize "Mount Hood'un bir volkan olduğunu, halen aktif sayıldığını, bölgede daha bir çok volkan olduğunu hatta bunlardan üçüne "Three Sisters" ( üç kızkardeş) ya da "Fire Rings" (saçayağı) dendiğini, bunlardan birinin o çocukken patladığını , küllerini bir kutuya koyup başka bir eyalette yaşayan babaannesine gönderdiğini" anlatıverdi.
Ben çok merak ettim bu dağlara niye Three Sisters, Fire Rings deniyor, hala patlama riski var mı, Mount Hood patlar mı, kışın turizme açık mı, kayak yapılıyor mu?...
İtalya - Napoli de kaldığımız 3 hafta boyunca ünlü volkan "Vezüv"'ün hemen yakınında olmak bizi heyecanlandırmıştı, şimdi de birden çok volkanın yankınında yaşamak heyecan verici geliyor bana. Hepsi de aktif ve evet hepsi de patlama riski taşıyormuş. Nehir' ciğim hikayeleri, anlatıları çok sever, bazen bana daha önce anlattığım bir şeyi defalarca anlattırır. Bu volkanların etrafımızda olması Nehir i ve Tan ı da çok heyacanlandırdı. Mount Hood a giderken sürekli " Ron babaanesine hangi dağın külünü göndermiş, ne yapacakmış, biz de alalım mı... diye sorup durdular.
İşte hikayeleri ve bizim Mount Hood gezimiz.
Mount Hood'a doğru ilerliyoruz. Portland'ın doğusunda Oregon eyaletinin ise batısında, Okyanusa paralel uzanan Cascades Sıradağları üzerinde yer alan bir çok volkandan biri. Güzel görkemli bir dağ.
En son 1500 yıl kadar önce patlamış, etrafa lavlar saçmış, halen de aktif volkan olarak kabul ediliyor. Patlayabilir yani. Kaynaklara bakarken özellikle bu Fire Rings adı nerden gelmiş diye merakımı gidermeye çalışırken şöyle bir hikayeye rastladım.
Bu toprakların yerlileri Kızırderililer'in inanışına göre Wy'east (Mt Hood) ve yine bir volkan olan Pahto (Mt Adams) iki kardeşlermiş ve ikisi de başka bir volkan olan La-wa-la-clough (Mt St Helens) için kavga etmeye başlamışlar. Bu nedenle yüzyıllarca patlayıp etrafa lav saçmışlar, ateş topları fırlatmışlar, çukurlar açmışlar.
(Genellikle volkanlar bir ya da bir kaç kez günlerce ya da bir kaç yıl boyunca aralıklarla patlar, dağ oluşturur sonra da sönerlermiş. Ama bu iki dağın yüzyıllarca patlaması herhalde La-wa-la-clough'ın cazibesi nedeni iledir:) diye düşünüyorum)
Hangisi galip geldi, hangisi La-wa-la-clough'ın ilgisine mazhar oldu bilemiyorum ama Wy'east 1500 yıl kadar önce, Pahto'da 3500 yıl kadar önce son patlamalarını yaptıklarına göre artık dökecek taşları, akıtacak lavları kalmamış yine de güzel ve cazibeli La-wa-la-clough'ın kalbini çalamamış olmalılar. Onların aksine La-wa-la-clough hala genç hala canlı ve hala uğruna patlayacak volkan arıyor olmalı ki en son 1980 de kendisi patlamış . Ron'ın çocukluğundan hatırladığı patlama da St Helens'in (La-wa-la-clough) bu son patlamasıdır herhalde.
Ve bu üç volkanın coğrafik konumlarına harita üzerinde baktığımda Mt St Helens ve Mt Adams kuzeyde üçgenin tabanını, Mt Hood da güneyde tepesini oluşturacak şekilde ikizkenar üçgen oluşturduklarını gördüm. Ron ın dediği Fire Rings hangi dağlara deniyor, bulamadım, bilemedim ama bu konumlarından ve geçmişten gelen hikayeden yola çıkarak ben bu üç güzel ve görkemli volkana Fire Rings diyorum.:)
Biz Mt Hood'u kendimiz görüntüledik, yukarıda ve aşağıda fotograflar ama diğer ikisine henüz gitmedik. Dolayısı ile buraya bu dağlarla ilgili ayrıntılı bilgi alınabilecek ve de fotografları görülebilecek bir link koyuyorum. <http://vulcan.wr.usgs.gov/home.html>
Diğer merakım Three Sisters ise yine kuzeyden güneye sıradağ şeklinde sıralanmış. Portland'ın güneyinde okyanusa paralel uzanan volkanlar. Zaten adları da Güney, Orta ve Kuzey kızkardeşler. Üç Kızkardeşler demişler ama aslında 5 dağdan oluşan sıradağ volkanlar olarak uzanıyorlar. Yukarıdaki linkten onların da görüntüleri ve özelliklerine ulaşılabilir.
Tan' ın önünde durduğu bu göl Timothy Lake. Bu bir baraj gölü, bu noktadan Mt Hood çok net ve güzel görünüyor. Tan, Kemal ve Nehir bu gölde de yüzdüler tabi. Biizm evin mızmızı aslında Kemal'dir. Yani soguk suda yüzmek anlamında ama bu sefer ben nedense mızmız oldum Okyanus da yüzemediğim gibi gölde de yüzemedim daha sonra gittiğimiz columbia River da da ..:(
Sadece Tan ın yüzebildiği aşağıdaki göl ise Timothy Lake'a varmadan önce yine Mt Hood eteklerinde Clear Lake. Adı clear (berrak, temiz) ama suyu çok kırmızıydı Tan yine de yüzdü, zaten hiç bir su birinkintisini kaçırmadı bu yaz:)
Bu da Nehir'in ABD de ilk arkadaşı Isabella. Kemal'in laboratuvardan meslektaşının kızı. Mt Hood a birlikte gittik.
Mt Hood ve çevresi Mt Hood Meadow diye adlandırılmış doğal park ve sit alanı. Bahar ve yazda günübirlik gidilip göllerde yüzülebiliyor, yürüyüşler yapılabiliyor, piknikler yapılabiliyor ya da kamp yapmak isternirse randevu alınıp istenilen kadar süre konaklanabiliyor. Randevu ve konaklama deyince akla otel, motel gelebilir ama hayır, arabanızı park edip, çadırınızı kurabileceğiniz alanı kiralıyorsunuz.
Biz ordayken "Gelmişken bu gece kalalım, hem Tan ın kamp yapma isteğini de yerine getirmiş oluruz" düşüncesi ile sorduk bize yine gülümsediler... Meğer bir yıl önceden falan yer ayırtmak ödeme yapmak falan gerekiyormuş, özellikle de yaz için. Ama Tan bkamp yapma fikrinden caymış değil. Biz de baharda yer buluruz belki diye arıyoruz , bakalım..
MT Hood'un kayağa elverişli olan yamaçlarında kayak ve kış sporları için merkezler var. Bunlardan biri Goverment Camp. ABD'ye Avrupadan ilk gelen kişilerce ülkeyi doğudan batıya geçmek üzere hareket eden öncü birliklerin ilk kez kurduğu ve kış şartları nedeni ile bir süre kaldığı kampmış. Halen çok popüler kayak merkezi olarak kullanılıyor. Elbetteki Mt Hood'a kışın da bir sefer yapacağız.
Nedendir bilmiyorum ama Mt Hood bana çok etkileyici geliyor. Volkan olduğu için, çok görkemli olduğu için, sadece tek bir dağ olarak bütün bölgeye kendini hissettirdiği, caddelere, çayırlıklara, kamplara adını verdiği için ve sanırım en çok da Kızılderililer' in sonsuz saygı duyduğu bir yüce dağ olduğu için...